Gözlerin mahzende yüzyıllarca saklanıp yıllanmış bir şarap gibi.
Arzumu tüm yüzüne kenetliyor.
Baksam bağlar çiçekleniyor, bakmasam yüreğim eziliyor.
Hâlbuki hiç şarap içmedim ben o mahzenlerden.
Hiç de geçmedim o bahçelerden.
Fakat tutkuyu anlatırken sadece şaraptan bahsediyorlar aşıklar.
Bağların adına ise “İrem” bir tek diyorlar.
Yüzyıldır sana aşıklığın tutkusu,
Ah ! o İrem bağlarından şarap içmek yok mu!
Tek bakışın tadı bu.
Günah mı, haz mı, irade mi yoksa şeytan mı dürten beni?
Mahşer ve mahzen arası mekik dokuyorum.
İçsem mi yahut ölsem mi?
Biçiyor irademi kararsızlık.
Kalemin kader çizgilerine say yanlışlarımı.
Hatır gönül deme öldür de bitsin bu sancı.