Yazacağım…

 

Acele etme daha buradayım.

Yazacaklarım bitmedi henüz,

Bittiğinde bırakacağım yazmayı.

Bilmezsin sen, “Çerçi’leri” yazacağım hele,

Babaannemin kadifeden kat kat giydiği fistanını,

Her başımı okşadığında alttaki fistanının cebinden çıkardığı akide şekerlerini,

Sandığını mesela, o çok sevdiğim teneke helvayı,

Sandığın menteşesini söküp gizli gizli şekerlemeleri aşıran çobanı da yazacağım.

Kanatlarından yakalayıp sesini dinlediğim cırcır böceklerini,

Dedemin çamurdan evinin hemen arkasında yuva yapan pepuk kuşunu, yavrusunu,

Samanlıkta kaybolan ve bir gün alan saman tükendiğinde ortalığa saçılan yüzlerce tavşanı.

Çocukluğumun en tatlı anılarını anlatacağım.

Sonra birgün babaannemin çığlıklarım arasında gözlerini yumuşunu,

Hayatım boyunca içimde sancısını tutacağım felaketlerimin en büyüğünü.

Bilmek istemezsin biliyorum ama ben tüm cesaretimi toplayıp bir gün onu da yazacağım,

Yaralı,yarasız tüm hikayelerimi sadece sen bilesin anlatacağım.

İkinci kez tard edildiğim yurdumu,

Yurtlarda gece yarısı korku,endişe içinde yorganıma sarılışımı.

Çocukluğumu ürperten minibüs yolculukları da dahil tüm soğuk havaları,

Henüz on yaşında, bir gece yarısı tek başıma bir köyden diğerine gitme cesaretini nereden bulduğumu, yorgun argın ilerleyemeyince hırsımdan nasıl ağladığımı.

Şu hayatta benim için en kıymetli olanı,

Hülasa, bugünümü var eden her ne varsa, beni ben yapan neyse onları sana ithaf edip öyle kalkacağım bu masadan.