İstanbul’da yaşadığım yıllarda yukarıda ki görüntülere benzer yolda çektiğim görüntülerden bir kaç tanesi kalmıştı bilgisayarımda. Uzun bir süre, yalnız başıma kaldığım uzak bir köyde , geceleri lambaları söndürüp o görüntülere bakıp durdum. Sanki arabanın sürücü koltuğunda oturuyormuş gibi bir his oluştursun diyeydi bütün çabam. Özlem doluydum ve çok umutsuzdum. Beni olduğum yerden alıp, o görüntüleri çektiğim zamana götürecek duyguyu vermesi için yapabileceğim tek şey, mazinin en güzel resmedildiği yerlere bakmaktı.
Hayata, özgürlüğe, umuda tutunmaya çalışmak ve bunu sağlamak için bilgisayar ekranında ki müzik eşliğinde bir yol görüntüsüne bakmak nedir bilir misiniz? Bileceğinizi hiç sanmıyorum. Bunu bir kişi bilebilir sadece. Onunda ses verme şansı yok şimdilerde. O mahrumiyeti yaşadığım eski günlerin hatırasına, şu sıralar bazen günde bir kaç defa böyle videolar çekiyorum. Üstüne şimdi bile yazı yazmak zor. O günlerin atmosferinde ise yaşamak daha zordu.
İlerleyen günlerde, özellikle anın yaşanamaması ve kimi anılarını ihtiyaç için kullanacak kadar bir insanın yalnızlıkla dolmasını, anlatırım belki. Hayat dediğiniz şey, son sürat uçurumdan aşağı doğru ilerlerken ,geride kalan şey yol ve yolda gördüklerimiz değil mi? Benimkiler öyle ve mümkün olduğunca görüntülüyorum. Bir gün belki yeniden yaşama tutunmak için yardımı olur bunların.
Sağlıcakla Kalın.