Üşürsek sıkı giyiniriz.Biraz daha üşürsek üzerimize birşeyler daha alırız. Daha çok üşürsek, daha sıkı…

Hadi diyelim biraz daha üşüdük, o zamanda sıcak bir şeyler içelim de içimiz ısınsın tadındaydı bizim hayatımız.

Şimdi gördüğünüz gibi. Çay fincanlarımız bile üşüyor. Nasıl bir soğuktur bu arkadaş.

Hani bir şarkı vardı, öyle bir yerdeyim ki, ne karanfil ne kurbağa… diye. Zaten mümkün değil. Fincanlar üşüyorsa, içimiz nasıl ısınsın? içimizin ısınmadığı yerde, karanfil ile kurbağa ne arasın?

Derdimiz bu olsun be iki gözüm, soğuk dediğin nedir ki. Baktın olmuyor fincanlara daha sıkı bir şeyler giydiririz. Karanfilleri koynumuzda büyütür, güvercinlere yatağımızda yer yaparız.

Baktık olmadı alırız bir kedi, bir daha göç ederiz. Dünya bizim değil mi kime ne ha?

Kime ne, Kime ne?

 

(Yılmaz Güney’in sürü filminden Melike Demirağ)