Annem’e

Annem dizlerine başımı koyduğumda her zaman saçlarımda ki bitleri kontrol ederdi. “Anne yapma, yine mi arama tarama faaliyetlerine başladın ?” derdim hep. Aradan yıllar geçti yine annem çaktırmadan yapıyor.Bu bit arama konusunda haksız sayılmaz. Bana yatılı okuldayken bir kere bulaşmıştı. Gecelerce uyutmamıştı beni. Hatta annemin onbeş tatilini de zehir etmişti. Günlerce bit ayıkladı kadın kafamdan. Ama artık son yıllarda meselesi bitten daha ziyade saçlarımdaki aklarla ilgili sanıyorum.

Aradan yıllar geçmesine rağmen her anne gibi benim biricik annemde hep dertlendi benimle. Baba annemi bile dertlendirdiğimi hatırlıyorum .Babaannemki çok dirayetli bir kadındı. Ama onu bile kedere sürükleyebilmiş bir çocukluk zamanım vardır. Hiç unutmuyorum, bir keresinde şunu demişti babaannem; ” Senin için her zaman ağlıyorum,gözümde yaş kalmadı sana ağlamaktan” Yatılı okulda okuyan küçük bir çocuktum o zamanlar . Hafta sonları izin alır, evci çıkardım. Cuma günleri öğlen arası ilçeye gelir, bir gece babaannemde kalırdım. Ertesi gün ise dolmuşa biner, bizim kasabaya giderdim.

Bu yolculuk zamanlarıydı beni olgunlaştıran dönemler. Hayatımda ki gri renklerin tümünü, o dönem topladığımı söyleyebilirim. Diğer renkler için daha ileri yaşları beklemem gerekiyormuş. Kendi bahçemi inşa etmeye başladığımda ise neredeyse Cahit Sıtkı’nın “yolun yarısı eder” dediği yaşlara gelmek üzereyim. Yol meğer daha yeni başlamış uzun, çok uzun yollar.

Başı sonu belli olmayan bir yazı bu. Kaygılarımı kendime ayırıp, hüzünlerimi ise yazmak için biriktirdiğim şu günlerde, annemi çok özlediğimi anlatmak istedim belkide sadece. Her yaşta çocuğuz işte.Her yaşta anne özlemi oluyor evlatlarda.Kadınlarda, erkeklerin en çok çocuk yanlarını seviyorlar sanırım. Bende bu yüzden kadınları çok seviyorum. Anne olmalarına gerek yok, anne olacak cevheri taşımaları yeterli neden.