Nice yıllara sevgili kendim. Yıllar sonra ,sana ilk defa yazıyorum . Afiyettesindir inşallah.Öyle olmanı temenni ediyorum. Eh şu sıralar herkes biraz evhamlı, “enfekte olsak mı evde otursak, enfekte olmaskta mı ev de kalsak” nevinden, sende öyle hissedebilirsin.Dert etme fazla. Çok fazla kafan bozulursa, torpido da bol miktarda naneli sakız var. Bir sakız çiğne düzelir her şey.

Memlekette de ortalık biraz karışık sanki. Sevdiğin ve haber alamadığın insanlar var biliyorum. Olsun, onlar senin sevgini ve sıcaklığını yüreklerinin derinliklerinde duyuyorlardır merak etme. Belki uzun zamandır görüşmediğiniz için doğum günü mesajı yazamayanlar vardır. Onları da öyle kabul et.

Doğum gününün bir şaka konusu olmasına da aldırma. Malum 1 Nisan. Yaşını başını aldın artık biraz vakur olmak daha çok yakışır sana. Bu tarz mesajlar böyle uzun olmaz ama ayda yılda bir verilen mesajın da kusuruna bakılmaz.

Kitap okumaya devam et yeni yılda. Şiirler yaz ve biriktir. Belki bir gün şehre bir film gelir, bir güzel orman olur, iklim değişir, akdeniz olur. Yine de sen, gülümsemeyi unutma. İçeri de de olsan dışarıda da fark etmez. Göğe bakmayı, limonlu suyu ve dahi ayna da gözlerinin içine bakmayı, sakın ha sakın ihmal etme.

İyi şeyler düşün ve düşündüğünü iste, istemeyi düşündüğün her kimse ondan. Çünkü ‘‘ Bir şeyi gerçekten istersen ,”demişti yaşlı adam ona, ”onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar. ”(Simyacı) diyor makbul biri .

İz bırakabilirsen bu yıl, bir iz bırak dünyaya. Bir türkü, beste,resim yahut kitap. Ne gelirse aklına bir iz bırak. Yaşamı, dünyayı güzelleştirmek, ona yeni bir renk katmakla mümkün.

Herşeye rağmen kendine iyi bak.

İyi ki doğdun.