Zihin Sarhoşluğundan

Gece yarısı bir şeyler yazma arzusu duyunca aklıma gelen ilk söz Vizontele filminden bir replik oldu. Sonrasında yazmak istediğim şeyler bu sözle bağlantılı olmasa da , zihnimin bana oynadığı bu oyunda açtığı kartı görüyorum.Ve kabul diyorum.

Halka hitap etmek için eline mikrofonu alan Belediye başkanı diyordu ki;

İnsan memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da ondan… Ama biz biliriz ki bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen, burası Dünya’nın en güzel yeridir. Ama Dünya’nın en güzel yerini sevmezsen, orası Dünya’nın en güzel yeri değildir…

Yaşadığım yerlerin hepsini sevmeye çalıştım şu zamana kadar. En ücra ilçesinden, sınır ötesinde bir köyüne varana, metropolünden başlayıp küçük bir kente varana dek. Her yeri sevmeye çalıştım. Sevecek şeyler aradım, buldum da çoğu zaman. Orada yaşayan insanları olduğu gibi kabullenmeye çalıştım. Varlıkları, ananeleri, inançları ve değerleriyle. Her birerlerinin birbirinden kıymetli hazinelere sahip olduğuna şahitlik ettim. Görüntüler zihnimde birbirinden muhteşem portreler oluşturdu. Hala da zaman zaman o portrelerden bakarım geçtiğim yerlere.

Zamanın biriktirdiği kıymetlerin yanında, gördüğüm başka birşey de şeytan oldu. İnsan kıymetlerini zaman ötesine taşırken, şeytanını da beraberinde getirmişti. Belki isteyerek belki de başka surete büründürdüğünden fark etmeyerek. O şeytan kuyruğuna takılıp gelmiş insanın. Kibir olmuş, güç olmuş, hükümdar olmuş, egosantrizm olmuş. Tabiatın güzelliğini bozup kendi güzelini oluşturan bir çarpık yarı tanrı anlayışı olmuş. Çocuk bedenlerine musallat olmuş. Ormanlara, hayvanlara, ırmaklara, göllere saldırmış. Önüne gelene boyun eğdirmiş.

O şeytan şimdilere gelirken ,beraberinde masumiyeti en kudretli düşmanını da öldürmekten geri durmamış. Masumiyeti katletmiş. Kimsenin ruhuna duyurmadan. Herkesin gözü, onun gözlere serptiği altın tozlarından dolayı kamaşınca, o tertemiz ve berrak masumiyet gözden kaybolduğunda fark bile edilmemiş.

Onu arıyor gözlerim artık. Sadece masumiyeti. Tard edilmiş olduğum onbinlerce kilometre öteden son kez onu görüp süzmek istiyorum. Masumiyet nerede? Kimin ellerinde?

2 Comments

  1. Güzel bir yazıydı, ellerinize sağlık

    Beğen

    1. feslegenbahcesi dedi ki:

      Teşekkür ederim.Çok incesiniz.

      Liked by 1 kişi

Yorumlar kapatıldı.