
Biraz sakinledi herkes galiba. Ne dersiniz? Kendimi kast etmiyorum. Hayatımın rutini hiç değişmedi. Kıytırık maskeler ve arabadaki el dezenfektanları dışında her şey olduğu gibi devam ediyor. Fakat dünya da ve Türkiye’de gördüğüm kadarıyla hayat biraz yavaşladı gibi.Caddeler, sokaklar, otoyollar, parklar, bahçeler sakin ve sessiz. Sincaplar hop hop zıplıyorlar etrafta. Daha bir neşeliler ve daha bir fazlalar sanki.İnsanlar için de sakinlik başladı. Evlere kapanıp hayatı küçük bir alanda yaşamak , herkesin hayatına dair farklı etkiler meydana getirdi. Biraz aklı selim olanlar, daha sakin düşünecek zaman buluyorlardır artık. Meşgale azalınca, düşünceye fazla zaman kalır.
Mesela daha düne kadar herkesin karnının tok, sırtının pek olduğunu düşünenler, şimdilerde o insanların günübirlik yaşadıklarına yakından şahit oluyorlar.Kimileri sırça köşklerinde oturup, Anadolu da herkesin kilerinin dolu olduğuna dair şaşkın şaşkın konuşsa da, artık duyuluyor boş tencere takırtıları. Belki de o gariplerin artık bir parça inlemelerinden dolayıdır bu duyuş. Ancak ne fark eder. İnsan olan bir şekilde buna kulak kabartıp duyduktan sonra, ne şekilde olmuş önemi yok.
Öte yandan ortak inanışları bir tarafa bırakıp, ortak korkuları oldu herkesin. Ne güzel değil mi? Aynı şeyin etrafında toplanabiliyoruz nihayetinde. Hak, hukuk,adalet, insan hakları, vicdan hürriyeti, demokrasi, çocuk hakları, hayvan hakları, doğal yaşamın gerekleri , küresel ısınma, buzulların erimesi, ozon tabakasının delinmesi, hayvan ırkları ve kimi bitki türlerinin tükenmesi vs. konularını ortak nokta olarak alamasak da , nihayet bir yerden başladık.Korkuyoruz. Korku. Dehşet birşey.
Ölüm korkusu, herkesi aynı çemberin etrafında topladı. Hastalık bulaşırsa ölür müyüz? Ölürsek cenaze namazımız kılınır mı? Yıkamadan kireçleyip öyle mi gömüyorlar? vs. Ne oldu, ne olacak derken tüm zamanımızı alan düşünceler yumağı bizi şimdilik meşgul ediyor. Ya sonra? Bu işler bitince aynı insan mı olacağız? Hayatı pamuk ipliğine bağlı insanlar olarak,bundan sonra ki hayatımız da ne değişecek? Bunların bir planını yaptık mı, yapacak mıyız? Sakinlik içinde insanın aklına bir çok soru geliyor.
Korkmayın demiyorum. Korkun. Korkmak iyidir. İnsanı zinde tutar. Ama aşırısı delirtir. Şu gerçeği aklınızdan da çıkarmayın bence illa bir gün öleceğiz zaten. Bunun şuan kurtuluş yolu yok. Yalnız dünya, onu böyle kirli bırakıp gitmemize izin vermiyor. Yada Yaradan. Neye inanıyorsanız inanın ister kozmos, ister Tanrı deyin. Artık izin vermeyeceğim diyor hadiselerin diliyle.Fabrika çarklarının,arabaların, dumanlı bacaların durması bunun sadece birkaç göstergesi. Aklınızı başınıza alacaksınız diyor, kaçarı yok. Almayabilirsiniz de. Size kalmış.
Bir ihtimal daha var, bu sakinlik başka bir kıyametin habercisidir belki. Ben şahsen meteor düşmesi taraftarıyım ama, insanoğlu ona gerek bırakmayacak bu gidişle. Dünyayı insan yıkmaya çalışacak. Sonra ise dünyanın sahibi intikamını insandan alacak. Her şey mümkün. Şuan yazdıklarımın saçma sapan şeyler olması gibi. Ama ya değilse? Yerinizi belirlemek zorundasınız artık. Ya dünyayı daha iyi bir yer yapacağız, yada onlar dünyayı yıkacaklar. Bu sakinlik her şeye gebe olabilir. Uyuma, uyanık kal. Gece uzun olacak .
Sevgiyle Kalın.
Toronto- 21 Nisan 2020