Film sahnelerine baktığınızda kimi sahnelerin sizin aklınızdan geçenleri, duygularınızı, hayallerinizi birebir özetlediğine şahit olursunuz. Filmin tümünde değil belki ama ,bazı sahnelerde kendinizi bulursunuz.Bu filmlerin içerisinde benim için özel yeri olan birkaç filmden bahsetmek istiyorum. Birkaç sahnesiyle birlikte.
Babam ve Oğlum filmini bilirsiniz. Türk sinemasının en başarılı eserlerinden olan muhteşem bir filmdir bana göre.
En katı yürekli adamı bile ağlatmayı başaran bir Çağan IRMAK filmi. Çoğu insanın aklında ,filmdeki sahnelerden birinde, Çetin Tekindor’un “Açeydim kollarımı gitme deyeydim” dediği replik kalmıştır.Ama benim sahnelerim farklıdır.
Sahnelerimden tanesi, Sadık ile Birgül’ün buluştuğu sahnedir. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra buluşan eski sevgililerin kurduğu diyalog bilen için çok derin hisler uyandırır.
Diğer bir sahne ise Sadık ile Özkan’ın rakı balık sofrasında yaptığı konuşmadır. Özkan geçmişte Sadık ile yaptıkları bir konuşmayı hatırlatarak şöyle söyler
-Durgun gördüm seni biraz
-Haklısın. Biraz.
-Böyle şehirden indim köye midir, yabancılaşmamıdır nedir? Öyle deme inanmam. Buralar senin memleketin
-Memleket, ev, yurt…Bu günlerde bunların anlamını bir kere daha düşünür oldum Özkan.Ben bu memleket için savaştığımı düşünürdüm hep.Ama bu memleketin umrunda bile değildi.
-Bu günlerde çok insan böyle düşünür oldu galiba.
-…..(alaycı bir gülümseme)
-Hatırlıyor musun? Buralardan gitmenin hayalini kurardık seninle.Sen gittin. Ben yapamadım.Sana bir soru soracağım Sadık. Sen hiç olmazsa denedin.Denemeye korkmuş biri için, çok şey kaybettin diyebilir misin? Gerçekten merak ettiğim için soruyorum. Herhangi bir mecazi anlam falan yok altında.Yani bütün bu olanlardan sonra, sana bir şans daha verilseydi,yine gider miydin, yoksa kalır mıydın?
-Bilmem, şey derdim herhalde.Sahip olduklarımı yanımda götürebilmeyi dilerdim.Yada ordakileri buraya getirebilmeyi.En kötüsü de ne biliyor musun Özkan? Arada kalmak.Ben ne gidebildim nede kalabildim.
Diyalogdan sonra Özkan Cahit Sıtkı Tarancı’nın yaş 35 şiirini okumaya başlar.
Bir diğer Film “ISSIZ ADAM” filmidir. Orada da ,ayrıldıktan sonra tesadüfen bir yerde denk gelen iki eski sevgilinin birbirlerine söyleyemedikleri sahneler canlandırılmış. Alper ve Ada’nın hikayesinde eksik kalan kısım tamamlanmış. Alper’i bir küçük toka dağıtır,Ada’yı bir plak.
Bir de Rina filminden sahneler var. “Hüzünlü değilim ben, benim mizacım böyle.” diyor . Rahmetli Erdal Tosun.
Bu sahnelerden sonra Rina filmindeki bir başka performansıyla gönülleri fetheden, Rahmetli Erdal Tosun’un sözleri var. İki günde bir dinlerim ben bunu neredeyse. Arabamda çalar. Bende kapatmadan dinlerim sonuna kadar.
-“Hayat bu ufaklık şakaya gelmez.” diye başlayınca, ben o ufak çocuk olurum o an. Ve bahsettiği herhangi biri.
…..
-Gitmek cesaret ister ufaklık. Gideceğin yer neresi olursa olsun. Sevdiklerinle arana mesafe girince ,varış yerinin hiç bir anlamı kalmaz. Vedalaşmak da zor iştir biliyor musun ? Oturursun geminin kıçına. Bakarsın sevdiklerine gittikçe ufalırlar ufalırlar kaybolurlar. O zaman anlarsın işte, vedalaşmak asıl kalana değil gidene koyar.
Bir Özdemir Asaf şiiri ile bitireyim
Lavinia
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Özdemir Asaf- 1957
Filmleri izlemiştim daha önce hafızamda yeniden canlandırdınız,teşekkür ederim
BeğenBeğen
Rica ederim. Kalbinize dokuduysam ne mutlu .😊
BeğenLiked by 1 kişi