Çiçeklerin içerisinde, gülden sonra, en dünya da en fazla kullanılanı herhalde papatyadır diye tahmin ediyorum.Tahmin diyorum çünkü elimde net bir veri yok. Biz genel olarak sadece Karadeniz çayı tüketen bir toplumuz. Bizdekinin aksine ise dünyada her yıl milyarlarca bardak papatya çayının tüketildiği söyleniyor.
Bizde ise papatya bir anlık gelecek öngörüsüne aracılık ettirilmekten başka bir anlam ifade etmiyor. Hani şu “Seviyor, sevmiyor”içerikli papatya falı muhabbeti var ya, o işte. Birde sevgilinin kulak arkasına konan tek dal papatya ile saçlarına taç yapma durumu var. Kartpostallarla şiirler hariç henüz o tacı yapana, yapabilene rastlamadım. Ama imkan olursa ilerde herhangi bir şanslı kişilik için bunu yapmayı denemeyi düşünüyorum .
Bugün durup dururken aklıma geldi, “Seviyor, sevmiyor” yaptıktan sonra, attığımız o nazik, nazenin çiçek ruhsal hangi sıkıntılara iyi geliyormuş şöyle bir bakayım dedim. İnsan denen varlığa o kadar iyi geliyormuş ki, “Sevmiyor’un” etkilerini tamamen kıran birçok hasletleri varmış meğer. Kısa bir araştırmadan çıkan ilk ruhsal etkileri şunlar olarak belirtilmiş;
- Uyku bozuklukları tedavisinde kullanılır
- Stresi azaltır,depresyonu giderir
- Kaygıyı azaltır ve genel bir rahatlama sağlar
- Sakinleştirir
- Bağışıklık sistemini güçlendirir
Bunlar seven bir bitkinin, bir çiçeğin olumlu etkileri. Yaklaşık iki yıldır çeşitli sorunlarımla başa çıkabilmek için papatya çayı kullanmaya çalışıyorum. Bu etkilerin bazılarını bariz olarak hissettiğim için, genel olarak da herkese tavsiye ediyorum.
Hepsi bir yana benim için papatyanın ayrı bir anlamı daha var. Papatya, bende anne şefkati etkisi yapıyor son zamanlarda. Uzun bir dönem başbaşa kaldığım sorunlar için papatya çayının iyi geldiğini öğrenen annem, dağdan tutam tutam papatya toplamıştı benim için. Sonra da hepsini kurutup özenle hazırlamış ve bana yollamıştı. Her papatya çayı içişimde bunu anımsıyorum. Diyorsunuz ki, ya bundan ne olacak. Marketlerin reyonlarında envai çeşit papatya çayı markası var. Abartmanın ne lüzumu var ?
Bence abartmak lazım. Anne sevgisi abartılacak kadar kıymetli. Anneye olan ihtiyaç, fizyolojik ihtiyaçları karşılama anlamında bitmişse bile, annenin varlık etkisi bitmek bilmeyen bir hazinedir. Dünyanın en güzel çiçeği annedir benim için. Papatya, ruha ne kadar iyi gelirse gelsin anne kadar iyi gelen bir çiçek yok bana kalırsa. Papatya belki de sadece kış yada sonbahar aylarında daha çok belirginleşen ruhsal sıkıntılar için lazım, ama anne her mevsim gerek. Anne her mevsim ayrı bir çiçek çünkü.Nereye, ne zaman lazımsa orada o var.
Anne babasıyla mesafeli olan insanlar biliyorum. Onlar için biraz garip gelebilir bu sözler yakıştırmalar. Ama bir erkek eğer insanlık izlerini uzun süre hayatında devam ettirmişse annesiyle var olmuştur bu hisler. Annesini kaybedenlerin takip ettikleri ayak izlerini kaybettiğine çok şahit oldum.
Babalar ise ayrı bir yazı konusu. Ama kısaca babayı tarif edecek olursam şunu söyleyebilirim. Baba, bir ceviz ağacıdır bence. Geniş yapraklarıyla gölgesinden taviz vermeyen, meyvesi olan ceviz tanesiyle de insanın aklına akıl katan apayrı kudretli bir varlık.
Anneli ve babalı günler temennisiyle.