Dişsiz insan

Şu sıralar milliyetçi söylemlerin ayyuka çıktığı bir dönemden geçiyoruz malum. Kimin ne amaçla kullandığını az çok tahmin ettiğiniz bu söylemlerin bende ki tek karşılığı, Mehmet Akif Ersoy’un “Bir Gece” isimli şiirinde geçen şu mısralardır.

Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!

Ne ağır ifadeler. İnsanın kainattaki en vahşi yaratık olduğunu anlamak için şairce yazmak yeterli olurmu takdir okuyucunun.Sana eli kalkmayan dili kalkmayan, bırak gönül hanesinde seni incitecek bir keskinlik bile bulunmayan kardeşini sırf dişsiz olduğu için, öyle olması takdir buyrulduğu için önüne katıp telef ediyorsun.Tarih böyle vakaları o kadar çok kaydetmiş ki hangi birisini söyleyeceksin ki? Hele asya toplumlarının yaşadığı coğrafyada vahşetin resmi kelimelerin kifayet sınırlarını zorluyor. Ortadoğu, mezopotamya, Arap yarımadası, Anadolu sanki bunun menba-ı, kaynağı gibi. Cennet vatan söylemleri hamasi söylemler. Kan üzerine kurulu, insan canının bedel olarak ödendiği hiçbirşeyin cennetlikle, kutsallıkla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Kutsal birşey varsa oda insandır. İnsan yoksa neyin bir anlamı olabilir ki?

Bir daha var olunamayacak bir yer için ölmeyi kim kutsarsa kutsasın akılla tutulacak bir yanı yok gözümde . Senin ölümün üzerinden diğer ölümlülerin kibir gurur kasmalarının, övünç nutukları atmalarının ne kıymeti olabilir ki?

Kimse kusura bakmasın, hepimiz kardeş degiliz.illa kardes olacağız diye birsey de yok. Olmasak da olur.Sadece ve sadece birbirimize insanca davranan, ancak farklılıkları olan insanlar olsak ,o bize yeter de artar.Yeter ki kavramsal olarak ifade edilen konuların icsellestirilip yasanmışlığı sağlansın gerisi gelir.