
“Gönül çalamazsan aşkın sazını
Ne perdeye dokun, ne teli incit. “
(Aşık Hüdai)
Yine kış geldi. Buralara hemen gelir zaten. Az birşey geç kalsa, tüm şiddetini alırda gelir. Öyledir yani buraların kışı. En son 14 yıl önce bu kadar geç kalmış . Sonra da bir gelmiş pir gelmiş. Bu şehre döndükten sonra, burada geçireceğim üçüncü kış bu. Sanki üzerime atıyor tüm ağırlığını kar . Öyle kurşuni bir ağırlığı var.
Ortaokuldayken, yatılı okul yıllarımda yani. Çok üzüldüğüm zaman, gider kantinden bir sürü abur cubur alır , sakin bir yerde birşeylere birilerine inat yaparmış gibi yer bitirirdim. Şimdi öyle gizli saklı bir yerim yok. Sadece Yiyorum. O zararlı bu zararlı diye bakmadan.
Son günlerde bu alışkanlığım biraz daha hız kazanınca (Bir yakınımdan dolayı yaşadığım hayal kırıklığı yaşadığım bir olay hasebiyle) nereye ulaştığımı fark ettim. Bu yüzden kendime bir daha bakmam gereken umuduyla koşu bandına çıktım.
Aslında giyinip sarınıp usul usul yağışın altında yürümek var ancak öyle değil bencesi. Bencesi kilolarımın üzerine biraz daha kilo bindiriyor gibi. Üzerimdeki şokun tesirlerini yeni yeni fark ediyorum. Geçen yıldan bu yana tam 14 kilo almışım. Sıradan bir insanın bir yılda bu kiloyu alması normal mi acaba? Bir çeşit yeme bozukluğuna mı delalet ediyor bu acaba? Canım hiçbirşey yapmak istemiyor. Tüm yaptığım aktiviteleri, karıştığım toplulukları, hepsini bıraktım bir bahane ile. Münzevi bir hayat yaşamaya başladım. Hayvan gibi yemek yemek istiyorum. Yemekten intikam almak ister gibi. Bu hissimi ifade ettiğim bir arkadaşım bunu duyar duymaz şunu söyledi ben henüz sekiz kilo almışken. “Sen mutsuzsun, mutsuz insanlar böyle hisseder.”
Amaçsızca yürümek istiyor canım aslında, öyle koşu bandında filan değil. Fakat kış geldi. İki kış önceki gibi değil bu defa. Biraz daha ağır. Yada ben ümit yaşarın şiirindeki gibi eski ben değilim. Zaten resimlerim söylüyor eski ben olmadığımı. Zamana yenilmek diyorlar buna. Bir yılı bile ne güçlüymüş meğer. Şu şehrin karını sakallarıma da serpmiş. Neyse işte.
Müzik :Grup Abdal – Dün Gece Seyrim İçinde
insan ne çekiyorsa gereksiz alışkanlıklarından çekiyor benim de gereksiz bir alışkanlığım var onu yıllar geçse de bir türlü başımdan def edemedim.
ben körüm ve gözlerime ellerimle bastırmak gibi sinir bozucu bir alışkanlığım var ama atamıyorum onu başımdan ne yaptımsa olmadı.
yine kiloları sporla atabiliriz bunu ne yapacağız?
ben sizi takip ediyorum yazılarınızı beğeniyorum güzel ve yerinde manalı yazılarınız var.
sizin de bizi takip etmenizi bekliyorum bizi şu şekilde takip edebilirsiniz wordpressin okuyucu bölümündeki ara kısmına huseyinibis bu şekilde bulamazsanız hüseyin ibiş yazıp arattıktan sonra karşınıza çıkacak olan hüseyin ibiş kişisel blog linkini tıklayarak takip etmeniz mümkündür bazı takip etmesini beklediğim şahıslardan şu yanıtı alıyorum hesabınızı bulamadım daha olmadı wordpressin okuyucu bölümündeki ara kısmına hüseyin ibiş kişisel blog yazıp aratın bu şekilde mutlaka bulacaksınız.
yazılarımız hakkında beyanat vermeniz bizi memnun eder eleştiriliyorsak doğru yoldayız düsturu ile bu yola çıktım sizlerin eleştirileriniz bizi bir adım daha ileriye götürecektir.
bu inançla yazılarımı yazıp yayınlıyorum.
BeğenBeğen