
İnsan kendisiyle baş başa kalmalı. Yalnızlık değil kastım. İstediğiniz zaman yalnız kalma imkanını ve vasatını oluşturabilirsiniz. Çıkar sessiz sakin bir yere gidersiniz ve yalnız kalırsınız. Bu yalnızlıkta kendinizle birlikte götürdüğünüz bir çok şey vardır. Aile, eş, dost, akraba, maddi durumlarla alakalı değerlendirmeler, (çoğunluğumuzun bu anlamda sahip olduğu tek şey kaygıdır tabi) işle ilgili konular vs. Bunların hepsi sizinle birlikte gelir.
Hiç gözünüzü açamazsınız. Yaşınız ilerlemeye devam etmektedir. Gün be gün yaşlanırsınız. Ben yaşlanmak diyorum başkası yaş almak diyor. Bir farkı yok .Sonuçta bir yandan yaşarken, öte yandan yavaş yavaş ölüyorsunuz. Bedeniniz yabancılaşmaya başlamıştır bile. Tanımadığınız bir yüze dönüşür çehreniz bir süre sonra. Fakat siz hiç kendinizle baş başa kalmamışsınızdır.
Bu kendiyle baş başa kalma hali insana ne kazandırır ? Ne hissettirir? Ne kadar anlamlıdır?
Bana sorarsanız ben hep kendimle baş başayım derim. Çünkü içimde kimsenin tanımadığı bir ben vardır. Başka bir şehirde yaşayan. Başka biriyle gezen, dolaşan, onu dinleyen, onunla konuşan, onunla üzülen, onunla gülebilen, başka şeyleri seven, ilgi alanları farklı olan, tezatlarla savaşan, bir sürü hatası olan, yanlışları boyunu aşan, öte yandan sevapları da yadsınamayacak kadar çok olan vs. Bambaşka biri vardır içimde.
Dual yaşam diyebilirsiniz buna. Aslında çok zordur katlanması. Hele de uzun yıllardır böyle yaşıyorsanız. Kimseye söylenecek sözünüz olmaz . Kendi kendinize bir dünya hayal eder orada yaşarsınız. Bu noktada söylenecek çok şey vardır da söylenemez.
Diğer yandan yaşanılan bir hayat var. Zaman zaman gürültülü olan hayat. O anlarda kendimi yaşayamadığım için çok huzursuz olurum. Biraz aksi fakat yine sakinleşmeyi bekleyen birisiyimdir. Gözüm öteki bendedir. Sabırsızlıkla ona varmayı beklerim. Öyle güzel bir dünyadır ki kimseyi sokasım yoktur.
Ne zaman böyle oldu? nasıl oldu?
Sormayın. Anlatması da, anlaşılması da zor.
Siz kendinizle baş başa kalırsanız ne olur? Bence kendinizi tanırsınız. Kim olduğunuzu, zamanın sizi neye dönüştürdüğünü öğrenirsiniz. Hayat içinde ne anlam ifade ettiğinizi anlarsınız. Bir deneyin. Bir şey kaybetmezsiniz.
Tanıdık geldi kelime ve duygular, yalnızlık ve tek başınalık ayrımı, seçim veya sosyallik düşüncesi ya da ne bileyim öyle zor ki tanımlayabilmek, dile getirmek… Yüreğine sağlık
BeğenBeğen
Teşekkür ederim nazik yorumunuz için .
En kötüsü de ne biliyor musunuz? Hep kendi içinizde yalnızken biraz daha yer açıyorsunuz. Sonra o yalnızlığı iki kişilik yapmaya çalışıyorsunuz. Derken bir gün o inşa ettiğiniz yer üzerinize yıkılıyor. Yıkılmalar kolaydır ya hani. Bir tuğlaya bakar. Kubbedeki kilit taşı gibi yani. Kalır altında ölürsünüz. Öteki benlik de sarhoş olur ve bu sarhoşluk geçmez de geçmez. Oraya buraya toslamalar başlar ve hayat çekilmez olur. Uzaktan uzağa kendiyle baş başa kalmak bu yüzden hep daha güvenlidir.
Böyle işte.
BeğenBeğen