“Gulyabani” ( Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Gulyabani deyince hepimizin aklına ilk gelen, Yeşilçam Sinemasının duayenlerinden Şener Şen, Kemal Sunal ve Halit Akçatepe, Adile Naşit, Ali Şen, Ayşen Guruda ve Hale Soygazi’ nin oynadığı “Gulyabani” filmi gelir. Bu film Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Gulyabani” isimli kitabından esinlenerek çekilmiştir. Filmin senaryosu yazılırken kitap esas alınmış gibi dursa da, kitaptaki hikayeden bayağı uzaklaşılmış olduğu görülüyor. Yine de okurken çok eğleneceğinize dair size garanti veririm.

Aradan ne kadar zaman geçmiş olursa olsun, bu kitaptaki hikayeye benzer peri masallarını hala duyanlarımız az değildir. Hatta zaman zaman televizyon ekranlarında ve sosyal medya da insanların dini duygularını sömürerek ,bu tarz hilelerle parasına, malına ve ırzına tasallut edenleri görmeye devam etmekteyiz. Burada asıl mesele şudur; akıllarını kurnazlıkla birleştirip sömürü düzeni kuranlarla, okumadıkları, cahil oldukları halde, okumuş ve aydın kimselere de itibar etmeyerek bu düzenin bir parçası olmaya pek hevesli olanların olduğu gerçeğinin önümüzde duruyor oluşudur.

Buna ek olarak söylenecek en önemli şey şudur. Kötülükleri besleyen en önemli şey Korku’dur. İnsanları korkutarak onlara dilediğiniz herşeyi yaptırabilirsiniz. Kendinize ram edip ellerinde avuçlarında ne varsa alarak, yine kendinize şükür ettirebilirsiniz. Bu ister bir peri masalıyla ürkütme, ister cehennem ile tehdit, isterse de, “Benden başkası başınıza gelirse aç kalırsınız” sözleri olsun. İnsanları bir kere korkutmaya başladınız mı gerisi kendiliğinden gelir.

Kara kuru toprakların şairi Ahmed Arif bu yüzdendir ki bu şiiri yazmıştır.

Yürü üstüne üstüne
Tükür yüzüne celladın
Fırsatçının fesatçının hayının
Dayan kitap ile
Dayan iş ile
Tırnak ile diş ile
Umut ile sevda ile düş ile
Dayan rüsva etme beni

(Ahmed Arif demişken. Merhum’un “Hasretinden Prangalar Eskittim ” isimli şiir kitabına daha önce yayınlanmamış şiirlerini de koymuşlar. Kitapseverlerin yada şiirseverlerin arşivinde mutlaka olması gereken bir kitaptır bence. Daha önce okumuş olmama rağmen yeniden aldığım kitapların arasında o da var . Bu vesile ile tekrar okumuş oldum. Apayrı bir lezzeti var emin olabilirsiniz . Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin eskimeyen eserlerden birisi bence.)

Edebiyatımızın çınarı merhum Yaşar Kemal İnce Memed serisinin birçok yerinde, Teneke’de , Demirciler çarşısı Cinayeti’nde, Dağın Öte Yüzü’nde vs. korkudan bahsediyor.

“Bir insana hiçbir şey yapma! Bir kere gözünü korkut yeter.” (İnce Memed)

“Biz adam olmayız.Korku hepimizi delirtmiş.”(İnce Memed)

“Korku insanoğlunun yüreğine işlemiştir, bunu bilmez. İnsanoğlu salt korkudur, bunu bilmez. Bilmez de kendine yediremez korkuyu…”(İnce Memed)

Bir eski peri masalıdır “Gulyabani” .Fakat aynı zamanda kurulu düzenin aktörlerinin değiştiği devam eden bir dizidir de. Bir konakta geçmese de mahalle araların da, gecekondu semtlerinde gulyabani hikayeleriyle yolunu bulanlara daha çok rastlayacağımız kesindir.

Yine İnce Memed’ten bir alıntı ile bitireyim bu faslı .

Yüreğine korkuyu uğratma. Korkan yürek makbul bir yürek değildir. Sesi çabuk kesilir.

Alıntılar

“Aşkla büyülenen gönüller, kendi ruhlarının tanıdıklarından başkasıyla ateşlerini yatıştıramazlar.”

“Alemin aklını mezada çıkarmışlar da yine herkes kendininkini beğenip almış”

“Alnımın yazısı ne ise başıma o gelecek.”

“Zaten korka korka bir parçacık aklımız kaldı.”

– İnsanın dişlerini ağzından söküp başka bir yerine koymak lazım gelse neresine koymalıdır? – Gözlerine efendim. – Neden? – Çünkü bazı kötü niyetliler, insanları gözüyle de yerler.

Kitaplı güzel günlere.

Müzik : Mohsen Yeganeh- Sokoot