Karıncanın Su İçtiği -Yaşar Kemal

Bir Ada Hikayesi serisinin ikinci kitabı. Fırat Suyu Kan Akıyor’dan sonra soluksuz olarak okunabilecek bir kitap. Karınca adasına son umut olarak gelenlerin sayısı çoğalıyor. Aslında çok detay vermek isterdim ama önceki gece bir kere daha Yaşar Kemal’in röportajını izleyince vazgeçtim. Düşündüm kendi kendime, kendi kitabıyla ilgili bence yazarın konuşması daha iyi. Hele şu hayatta görmek isteyip de göremediklerimden birisi olunca onun yerine konuşmayı abes gördüm. Aslında kitabı okurken nerelerde kendimi gördüğümü anlatmak isterdim de, bu bir hikaye konusu olur bir gün diye şimdilik sesimi çıkarmıyorum.

Bazen aşkı Yaşar Kemal ile anlıyorum desem herhalde yalan olmaz. “Belki tabiattadır seni bu kadar sevmemin çaresi…” diyor ya bir başka şair, işte o tabiatla, çiçekle, denizle, ormanla, bir karınca yada bir güvercinle somutlaştırınca aşkı, daha bir aşık oluyorum. Yüreğimin bir yerince daha ince ince filizleniyor duygu. En fena aşk acısı altı aydır diye okudum mu yada gördüm mü bir yerde hatırlamıyorum, fakat şairlerin ve yazarların hatta sanatkarların aşkı bilesiniz ki bir ömre sığmaz. Öyle ağırdır öyle yalım yalımdır ateş.

Nereden geldim buraya bilmiyorum. Geriye dönüp tashih etmeyeceğim yazdıklarımı fakat Karıncanın Su içtiği ile ilgili yorumu bizzat Yaşar Kemal’e bırakıyorum. Hoşuma giden birkaç alıntıyı es geçmeden tabi. Sevdayla Kalın .

Alıntılar;

“Dünyanın en iyi davranışı, en kutsal güzelliği, insanın insana cömert bir sevgiyle yaklaşımıdır. Dünyada her iyilik unutulur, unutulmaz ya unutulur diyelim, hiçbir zaman, hiçbir insanın unutamayacağı bir güzellik var, o da bir insanın bir insandan gördüğü yürekten bir sevgidir.”

“İnsan, düşleri öldüğü gün ölür..”

Her devirde bu böyledir. İyiler hep zulüm görür, köpekler, g.t yalayıcılar hep payidar olurlar, öyle değil mi?

– Yunus Emre ne demiş; yoktur beylerin mürveti, bindikleri Arap atı, yedikleri insan eti, içtikleri kan oluptur. O gün bu gündür, insanlar insan kanı, insan teri içiyorlar…

“Başı beladaki kişiler uykuda hep böyle inlerler mi?”

“Ben bu dünyaya gözümü Van denizinde açtım. Beni Van denizi doğurdu, ben Van denizinde öleceğim”

“Suçsuz insanı öldürmek ölümlerin en zalimi, insanoğlunu en aşağılayanı, en iğrenci, en rezilidir. Dünyanın bütün savaşlarında öldürülenler suçsuz insanlar değil mi?”

“Beni bu dünyada en çok memnun eden taze kavrulmuş kahvedir. Güzel kokar.”

Bir insanı yurdundan koparmak, o insanın yüreğini koparmaktan daha çok acı veriyor.

“Bütün büyülerden bir şey, bir tek şey öğrendim ki büyü insandadır. Büyü insanın gözündedir. Büyü insanın kulağında, burnunda, yüreğindedir. Dünyanın en güzel büyücüsü, o sevgiyle dopdolu olan insanın gözünde, burnunda, yüreğinin kökündedir.”

““Bir insan bir insanın yüzüne karşı, hiç çekinmeden onu bu kadar överse işin içinde çok önemli bir iş var demektir. İnsan ancak ölü bir insana bu kadar yaltaklanabilir.””

“Buna karasevda derler. Bu sevdaya düşmeyen bu dünyaya geldim, yaşadım demesin!”

“Mezarı bile yok. Toz oldu da uçtu da gitti…Yüreğimin başında her gün taze bir gül gibi açıyor.”

“İnsanın en köklü duygusu ne sevgi ,ne öfke,ne korkudur .İnsanın kendi kendine acımasıdır.”